17 Eylül 2008

BEDENDE SEYAHAT ETMEK...

İftardan sonraydı.
Balkonda oturuyorduk misafirlerle.
Önümüzden geçen caddeden güçlü bir ses geldi.Bir araç diğerine çarpmıştı.
Ve çok sürmedi;önce trafik aracı,az sonra acı sirenlerle ambulanslar ve nihayet itfaiye arabaları geldi.
Belli ki ciddi yaralanmalar vardı.İnşaallah ölen olmamıştır.
Ölümü tahattur ettik hep beraber.Ve ölümün ne kadar da yakın olduğunu düşündük.
Rabbimize sığındık.
Uçak geçiyordu az yukardan.Işıklarını yakmış,inmeye hazırlanıyordu.
Arkadaşın biri uçaktan ne kadar korktuğundan bahsetti.Mısır'a gitmiş uçakla yakınlarda.Uzun senelerden sonra ilk kez binmiş uçağa.Dönüş yolunda yine korkusu tutmuş;Kıbrıs üzerinden gemiyle gelmiş.
Dedim ki;uçaktan neden korkuyorsun ki?Bizim bedenimiz de bir uçak gibi.
Ha uçağın içinde Allah nefesimizi kesmiş;ha bedenimizde?
Garantisi var mı ki bedenimize adeta binmiş dünya üstünde seyeran ederken nefesimizin aniden kesilmemesinin?
Beden de bir uçak gibi.
Ya da az önce caddede birbirine vuran arabalar gibi.
Görüntüler bizi aldatmamalı.Ve hayatı,her an nefes alıp verdikçe bize yeniden bahşeden Sonsuz Kudret Sahibi'ne;Yaratanımız'a şükürler etmeliyiz.
Bizi,dünya gezegeni üzerinde,kendisine mahsus kanunlar dairesinde,kimi zaman uçaklarda,kimi zaman yerlerde, ama ölene kadar da bedenimizde gezdiren Rabbimiz'in binbir esmasına layık olmaya çalışmalıyız.
Tefekkür etmeliyiz.
Marifetullah ve muhabbetullah yolcuları olmalıyız.
...
H.U.?!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Hayırlı Günler

Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: Sabır ile Dua müminin ne güzel silahıdır.
Sabrın kollarına tutunup, dua kemendiyle sahili selamet kıyısına çıkan ve Cenab-ı Hakkın engin merhamet ve şefkatine sığınarak huzur ve güven içinde yaşayanlara ne mutlu...

Zira; Tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.


Muhabbet dolu kalbi selamlar...