AK Parti’yi kapatmak youtube’u kapatmaya benzemez!
AK Parti'nin kapatılmasının istenmesi ülkeyi fena halde gerdi. Sokak çok kızgın. Vatandaş "bu nasıl ülke, bu nasıl devlet" diyor: "Memleket dört savcının dünya dışı önyargılarına terk edilemez." Cumhurbaşkanı kızgın, başbakan kızgın. AK Parti kızgın. Milletvekilleri kızgın. Herkes, ama herkes, büyük şaşkınlık içinde. Avrupa şaşkın, Amerika şaşkın. "Nasıl olur böyle bir şey" diyorlar. Tabii ki insan saçmalığı kavramakta güçlük çekiyor. Bir tek, birkaç ulusalcı gazete ile Deniz Baykal efendi ile avanesi mutlu. İddianame çok komik bir içeriğe sahip. Tıpkı 27 Nisan E- Muhtırası'nın içeriğine benziyor. Eğer basına yansıyan, kapatma istemi için savcının ortaya koyduğu gerekçeler doğru ise ülkede resmi yazışmalarda "Hamdolsun" demek bile bir siyasi partinin kapatılması için yeterli bir sebep teşkil ediyor. Tamamı yalanlanmış ya da gereği yapılmış beyanlar ve yalan haberlerle dolu bir iddianame ile bütün dengeleri alt üst etmek amacı güdülüyor! Bu bir tür darbedir. Hukuk darbesi demek gelmiyor pek içimden. Bu olsa olsa "Guguk darbesi"dir. Siyasi, ekonomik, diplomatik, stratejik bütün dengeleri alt üst edecek bir darbedir. Düşünülmeden atılmış bir adımdır! Bu adım, en az 27 Nisan E-Muhtırası kadar düşünülmeden atılmış bir G-darbe (Guguk darbesi) adımıdır. İddianamede bir 27 Mayıs havası kokuyor. Adnan Menderes nasıl "Köpek-bebek davası" denilen yalanlarla idama gönderildiyse, şimdi de AK Parti'nin yöneticileri "Mayo davası" ile tüketilmeye çalışılıyor. Bir okuyucum "Bu davaya kapatma davası demeyelim, mayo davası diyelim. Böylelikle ciddiye alınmayacağını da göstermiş oluruz." diyor. AK Partili belediyelerden bazıları mayo firmalarının "bilboardlara mayolu kadın resmi asmayı yasakladı" iddiası bile var iddianamede. Gerçekten ciddiye alınmayacak gerekçeler ileri sürmüş savcı efendi. Orman Genel Müdürü'nün yangın harekat merkezi bölge müdürlüklerine gönderdiği resmi yazıda "Hamdolsun yangın mevsimine ulaştık, Allah bizi korktuğumuzdan emin eylesin" cümlelerinin yer alması iddianameye göre AK Parti'yi kapatma gerekçesi... Başbakan'ın "Velevki" sözleri... Üç çocuk yapın sözleri, ulemaya sorun sözleri, hatta Cüneyt Zapsu'nun Türban-don benzetmesi bile kapatma gerekçesi... Star gazetesi güzel başlık atmış: "Velevki kapattın!" Ne olacak? Ülke ve millet ne kazanacak? Bu gerçekten ülke ve millet sonunda ne kazanacak sorusu düşünmeden atılmış bir adım. Ya da "Bu davayı açan adamların kafası nasıl işliyor" merak ediyorum! Başbakan Siirt'te millete seslendi: Bu milli iradeye karşı atılmış bir adımdır. Kin ve garez ürünüdür. Ondan şüphe yok! Bir şeyden daha şüphe yok o da "Bu kapatma davasında Ahmet Necdet Sezer damgası" var! Bu dava memleketi provokasyonlara açık hale de getirmiştir. Allah sonumuzu hayreylesin.
Yazar Nuh GÖNÜLTAŞ BUGÜN GAZETESİ E-Posta: ngonultas@bugun.com.trHaber Tarihi: 16 Mart 2008
5 yorum:
AK Parti’yi kapatmak youtube’u kapatmaya benzemez!
AK Parti'nin kapatılmasının istenmesi ülkeyi fena halde gerdi. Sokak çok kızgın. Vatandaş "bu nasıl ülke, bu nasıl devlet" diyor:
"Memleket dört savcının dünya dışı önyargılarına terk edilemez."
Cumhurbaşkanı kızgın, başbakan kızgın. AK Parti kızgın. Milletvekilleri kızgın.
Herkes, ama herkes, büyük şaşkınlık içinde. Avrupa şaşkın, Amerika şaşkın.
"Nasıl olur böyle bir şey" diyorlar.
Tabii ki insan saçmalığı kavramakta güçlük çekiyor.
Bir tek, birkaç ulusalcı gazete ile Deniz Baykal efendi ile avanesi mutlu.
İddianame çok komik bir içeriğe sahip. Tıpkı 27 Nisan E- Muhtırası'nın içeriğine benziyor.
Eğer basına yansıyan, kapatma istemi için savcının ortaya koyduğu gerekçeler doğru ise ülkede resmi yazışmalarda "Hamdolsun" demek bile bir siyasi partinin kapatılması için yeterli bir sebep teşkil ediyor.
Tamamı yalanlanmış ya da gereği yapılmış beyanlar ve yalan haberlerle dolu bir iddianame ile bütün dengeleri alt üst etmek amacı güdülüyor!
Bu bir tür darbedir.
Hukuk darbesi demek gelmiyor pek içimden.
Bu olsa olsa "Guguk darbesi"dir.
Siyasi, ekonomik, diplomatik, stratejik bütün dengeleri alt üst edecek bir darbedir.
Düşünülmeden atılmış bir adımdır!
Bu adım, en az 27 Nisan E-Muhtırası kadar düşünülmeden atılmış bir G-darbe (Guguk darbesi) adımıdır.
İddianamede bir 27 Mayıs havası kokuyor.
Adnan Menderes nasıl "Köpek-bebek davası" denilen yalanlarla idama gönderildiyse, şimdi de AK Parti'nin yöneticileri "Mayo davası" ile tüketilmeye çalışılıyor.
Bir okuyucum "Bu davaya kapatma davası demeyelim, mayo davası diyelim. Böylelikle ciddiye alınmayacağını da göstermiş oluruz." diyor.
AK Partili belediyelerden bazıları mayo firmalarının "bilboardlara mayolu kadın resmi asmayı yasakladı" iddiası bile var iddianamede.
Gerçekten ciddiye alınmayacak gerekçeler ileri sürmüş savcı efendi.
Orman Genel Müdürü'nün yangın harekat merkezi bölge müdürlüklerine gönderdiği resmi yazıda "Hamdolsun yangın mevsimine ulaştık, Allah bizi korktuğumuzdan emin eylesin" cümlelerinin yer alması iddianameye göre AK Parti'yi kapatma gerekçesi...
Başbakan'ın "Velevki" sözleri... Üç çocuk yapın sözleri, ulemaya sorun sözleri, hatta Cüneyt Zapsu'nun Türban-don benzetmesi bile kapatma gerekçesi...
Star gazetesi güzel başlık atmış: "Velevki kapattın!"
Ne olacak? Ülke ve millet ne kazanacak?
Bu gerçekten ülke ve millet sonunda ne kazanacak sorusu düşünmeden atılmış bir adım.
Ya da "Bu davayı açan adamların kafası nasıl işliyor" merak ediyorum!
Başbakan Siirt'te millete seslendi:
Bu milli iradeye karşı atılmış bir adımdır.
Kin ve garez ürünüdür. Ondan şüphe yok!
Bir şeyden daha şüphe yok o da "Bu kapatma davasında Ahmet Necdet Sezer damgası" var!
Bu dava memleketi provokasyonlara açık hale de getirmiştir. Allah sonumuzu hayreylesin.
Yazar Nuh GÖNÜLTAŞ
BUGÜN GAZETESİ
E-Posta: ngonultas@bugun.com.trHaber Tarihi: 16 Mart 2008
gguldurdun beni lennnnn hova
Haaaaahhhhhhhhhhhhhhhhh
Hahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
Hahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
Hahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
Hahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
Hahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
Yorum Gönder